Gökçeada Gezi Fotoğrafları

EN BÜYÜK VE EN BATIDAKİ ADA: GÖKÇEADA

Sahillerde size eşlik eden dağ keçileri, halen dokusu bozulmamış Rum köyleri, ada şarabı günün en son battığı nokta olan İnce Burun, tertemiz bir deniz, misafirperver ada halkı, dibek kahvesi Gökçeada denildiğinde ilk akla gelenler. Ancak hepsinden önemlisi adanın sakinliğinin şehir hayatından yorulan ruhunuzu dinlendirmesi.

Türkiye’nin en batı ucu yani güneşin Türkiye’de en son battığı nokta olan Gökçeada’ya İstanbul’dan yaklaşık 350 kilometrelik bir yolculuk sonrası ulaşılıyor. Gök­çea­da, Ça­nak­ka­le’ye bağ­lı bir il­çe. Yerleşim ilçe merkezi dışında 10 köye dağılmış durumda. Adaya ula­şım sa­de­ce de­niz yo­luy­la sağ­la­nı­yor. Gelibolu milli pakı içerisindeki Kabatepe limanından kalkan feribotlar ile yapılan 1 saatlik bir deniz keyfi sonrası Türkiye’nin en büyük adasına varıyorsunuz. Ada 290 kilometrekarelik yüzölçümü ve 95 km. sahil uzunluğu ile oldukça geniş bir alanı kapsıyor, öyle ki Bozcaada’dan yaklaşık sekiz kat daha büyük bir alan bu.

Gökçeada İstanbul’a yakın olmasına rağmen bakir kalabilmiş yerlerden. Karayolu bağlantısının olmaması ve adanın büyük çoğunluğunun sit alanı olması adayı günümüze kadar korunaklı bir şekilde taşımış. Adanın en çarpıcı özelliği belki de eski Rum Köyleri. 20. yüzyıl başında yaklaşık 9000 olan Rum nüfusundan günümüze 200 civarında bir Rum nüfusu taşınmış. 1970 yılına kadar adı İmbros olan adanın en büyük köyü olan Dereköy 30 yıl öncesine kadar 2000 kişilik nüfusu, 22 kahvesi, 2 sineması, çok sayıda berber, bakkal, terzi gibi dükkanları ve 3 zeytinyağı imalathanesi ile Türkiye’nin en büyük köyü imiş. Yaklaşık 1000 adet taş evin bulunduğu köyde yaşam yaklaşık 50 hanede halen devam etmekte. Köyde ibadete açık iki kilise bulunuyor. Bunlar 1800’lü yılların başında inşa edilmiş, köyün girişindeki Hagia Marina Kilisesi ve çarşıdaki Koimesis Tis Theotokos Kilisesi. Harabe halindeki köy ilkokulu bu sene butik otel olarak hizmet vermeye başlamış. Terk edilmiş evlerin içini dolaşmak hüzünlü ve ilginç bir tecrübe. Köyde özellikle eski çamaşırhane görülmeye değer. Kadınların belli günlerde buluşup çamaşır yıkayarak günlerini geçirdikleri köyün ortak malı bu bina hala iyi durumda. Merkezdeki kilisenin karşısındaki kahvede keçi sütünden yapılmış soğuk frape içerek verilen molai ülkemizin kültürel zenginliği ile ilgili hayranlığımızın bir kat daha artmasına sebep oluyor.

Zeytinliköy, merkeze en yakın Rum köyü olma özelliği sayesinde ziyaretçiler tarafından oldukça rağbet görüyor. Köyde her sene yeni bir butik otel, kafe, restoran açılıyor. Zeytinliköy adından da anlaşılacağı gibi zeytin ve zeytinyağı üretiminin yapıldığı bir yer. Burada Bozcaada’ya benzer bir İstanbul göçü yaşanmaya başlamış. Taş evleri restore edip yerleşen, özellikle kurumsal hayattan kaçan ve sakin hayatı tercih eden şehirlilerin yeni keşfi Zeytinliköy. Köy meydanında meşhur Dibek kahvesini içebileceğiniz dört kahvehane karşılıklı olarak sıralanmış. Bunlardan Panayot dayısının 100 yıllık kahvesini işletmeye devam ediyor. Madam’ın yerini ise yazları Yunanistan’dan gelen Kosta işletmeye devam ediyor. Dibek kahvesi taştan oyulmuş bir çukurda kahve çekirdeklerinin ağır demir çubukla dövülmesi ile yapılan bir kahve. Sakızlısı da var. Köyün dar sokaklarında dolaşmak ve sürpriz yapılarla, şapellerle, hoş sohbet insanlarla karşılaşmak, insanın tası tarağı toplayıp buraya yerleşmesini düşündürtecek cinsten bir tecrübe. Ayrıca çiçirya denilen yuvarlak pideye benzeyen ve yöre peynirinden yapılan hamur işi de adada en güzel bu köyde yapılmakta.

Tepeköy adanın en yüksek köyü. 90’lı yılların sonuna kadar neredeyse tamamen terk edilmiş bir köy durumundaymış, ancak uzun yıllar İstanbul’da yaşayan Barba Yorgo’nun 38 yıl sonra rüyalarını süsleyen köyüne geri dönmesi ile canlanmaya başlamış. Yorgo, baba evini onarmış, civardaki evleri de satın alıp pansiyon olarak işletmeye başlamış. Kendi markası ile şarap üreten Yorgo, bir de Rum tavernası açmış köyde. Her akşam dolu olan bu tavernada tek tek masalara misafir olan Barba Yorgo ilerlemiş yaşı ve hoş sohbeti ile tüm misafirlerin neşe kaynağı. Kendi ürettiği şarabı su bardağında yudumlarken Rum şivesi ile ekliyor “bir bardak müşteri bir bardak ben”. Tepeköy’ün biraz ilerisinde Çınaraltı mesire yeri bulunmakta. Burası Yunanistan tarafındaki Semadirek adasını bütünüyle gören bir nokta. Gün batımında ada şarabı ile birlikte güneşin denizle buluşmasını bu noktadan izlemek ve Türkiye’de o gün için güneşin batışını en son gören insan olmak için özellikle akşamüstü burası ziyaret edilmeli.

Adanın denize kıyısı olan tek yerleşimi olan Kaleköy Gökçeada’nın en hareketli bölgesi. Burada bulunan limanın hemen yanı başındaki kilise mütevazi ve şirin mimarisi ile dikkat çekiyor. Sahil boyunca balık restoranları sıralanmakta. Bu restoranlar aynı zamanda mütevazi oteller olarak da hizmet vermekte. Sahilden yukarıya doğru uzanan tepede buraya ismini veren kale bulunuyor. Helen öncesi dönemlere ait olan kalenin sur duvarları Bizans devrinde onarılmış ve yenileri eklenmiş. İki koyun arasında yer alan kalenin olduğu tepeden, bir yanda Kaleköy Limanı, diğer yanda da Yıldızkoy görülüyor. Burası da günbatımının seyredileceği yerlerden.Gökçeada kültür tatili yanı sıra deniz keyfi için de çok fazla alternatif sunuyor. Ada etrafında birçok plaj ve koy bulunmakta. Adanın geniş bir alana yayılması en yoğun sezonda bile kalabalığın hissedilmemesini sağlıyor. Bu sebeple keşfedilmeyi bekleyen birçok ıssız koy sizi bekliyor. Bunlardan Laz Koyu adanın güney-batı tarafında, Yıldızkoy ise Kuzey doğu. Rüzgârın durumuna göre o gün hangi koyun dalgasız olduğunu tercih etmek mümkün. Siz bunu kestiremiyorsanız, herhangi bir balıkçı o gün denize girilecek en güzel koyun hangisi olduğunu size söyleyecektir. Aydıncık bölgesindeki sahil sığ suları ve yılın her günü esen rüzgarı ile rüzgar sörfü ve kite board için ikinci bir Alaçatı olma yolunda. İstanbul çıkışlı hafta sonları düzenlenen surf turları oldukça rağbet görmekte. Ancak burayı ilk keşfedenler ve hala keyfini sürenler Bulgaristan’dan gelen surf tutkunları. Aydıncık ve Kefalos plajının hemen arkasında, genişliği 1km civarında olan Tuz Gölü bulunmakta. Göl kışın denizden gelen suların yazın buharlaşması ile oluşuyor. Özellikle gece dolunayda bembeyaz bu gölde yürüyüş yapmak heyecan verici bir tecrübe. Gölden çıkan çamur ziyaretçilerin cilde iyi geldiğine inanarak vücutlarına sürdükleri cinsten. Ayrıca sonbaharda göçen flamingoların gölde konaklamaları harika görüntüler sunuyor.

İçme su kaynaklarının bolluğu açısından Ege’de ilk, dünyada da 4. Sırada olan Gökçeada’nın kuzey doğusu, Türkiye Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV) tarafından 1999 yılında Sualtı Milli Parkı olarak ilan edilmiş. Akdeniz ve Karadeniz arasındaki deniz canlılarının geçiş yolu üzerinde olan adada zengin balık yatakları bulunuyor. Birçok deniz canlısı bu bölgede üreme ve yumurtlama dönemlerini geçiriyor. Bu sebepten dolayı tüm restoranlarda taze deniz ürünlerini bulmanız mümkün. Özellikle ahtapot ızgara, sinarit, melenur, orfoz, eşkina, mırmır, akya gibi değişik türleri burada tatmak mümkün. Akşamları adada en büyük keyif şarap veya rakı eşliğinde yenilen deniz ürünleri ve nefis mezeler.

Sahillerde ve yollarda özgürce dolaşan dağ keçileri, estetik şaheserler olan Rum köyleri, kekik kokan tepeler, ada şarabı eşliğinde günbatımı, Yunan adaları misali sürpriz şekilde karşınıza çıkan şapeller, göller, 400 yıllık tarihi zeytin ağaçları, tertemiz bir deniz, misafirperver ada halkı, sevimli pansiyonlar ve oteller, özenli yemekler ve dibek kahvesi, gece hayatının olmaması sebebi ile gelen huzur ve ateş böceği sesleri Gökçeada’yı neden daha önceden keşfetmediğinizi sorgulamanıza sebep oluyor.

YEMEK:

Barba Yorgo (Tepeköy): 0286 8874247 – www.barbayorgo.com (balık – et –meze)

Yakamoz Restoran (Yukarı Kaleköy): 0286 8872057 (balık – et –meze, Kaleköy’ü ve Semadirek adasını cepheden gören panoramik manzara)

Evstratia Çiçirya (Zeytinliköy) 0286 8873332  (kahvaltı – çiçirya –kahve)

Son Vapur Meyhane (Çınarlı Mah) 0286 8873641 (Akdeniz mutfağı – balık)

Sahil Restoran (Kaleköy): 286 8873363 (balık – et –meze)

KONAKLAMA:

Zeytindalı Otel (Zeytinli Köyü): 0286 8873707 – www.zeytindalihotel.com (eski Rum evleri içinde butik otel)

Morgül Pansiyon (Yeni Bademli Köyü) 0286 8873490

Naturel Otel (Dereköy) : 0286 8976262 – www.naturelotel.net (köyün girişindeki eski ilkokul restore edilip okul haline getirilmiş)

Gökçeada Surf Merkezi (Aydıncık Plajı): 0286 8981022 – www.surfgokceada.com

Şen Kamping (Aydıncık Plajı): 0286 8981020

SÖRF OKULLARI:

Ders ücretleri, saati 40 YTL. civarında. Malzeme kiralamanın saati 20–30 YTL arasında

Çelik Pansiyon, Crazy Is­land Surf Club     0286 898 10 11

Gök­çea­da Sörf Eğitim Merkezi     0286 898 10 22

Şen Kam­ping Sörf Kulübü     0286 898 10 20

Vol­ki­te Ki­te­bo­ard School     0533 241 10 15

DALIŞ OKULLARI:

Gök­çea­da Da­lış Mer­ke­zi    0542 721 11 52

Vip Dive Center – 0532 232 93 11 www.vipdivecenter.com

Kalkedon Dive Center- 0535 222 47 47

bozcada fotoğrafı 2
Gökçeada Fotoğrafı 2
Gökçeada Fotoğrafı 2
Gökçeada Fotoğrafı 2
Gökçeada Fotoğrafı 2
Gökçeada Dereköy Fotoğrafı 2
Gökçeada Fotoğrafı 2
Bozcaada
Bozcaada Fotoğrafı 2
Bozcaada Fotoğrafı 2
Gökçeada Fotoğrafı 2
Alaçatı Fotoğrafı 2
bozcada fotoğrafı 2
bozcada fotoğrafı 2
bozcada fotoğrafı 2
ayvalık fotoğrafı
Alaçatı Fotoğrafı 2
Alaçatı Fotoğrafı 2
RELATED POSTS

Yorum yapın