Güneşe Hasret Sehir Chengdu – Atlas Dergisi

“Çin’deki Cennet: CHENGDU”

Geçen sene hazırladığım Çin’in Sichuan eyaletinin başkenti Chengdu konusu Atlas Dergisinde yayınlandı. Chengdu’da yaklaşık 10 gün kaldım. Bu süre zarfında bana Chris isimli bir Çinli öğrenci rehberlik etti. Evet ismi Chris, çünkü her yeni nesil Çinli’nin artık takma bir İngilizce ismi de var ve günlük hayatlarında bunu kullanıyorlar. Chengdu özellikle modernliği ve gelişimi ile beni oldukça etkiledi. Yazı için bir çok kişi ile tanıştım, röportajlar yaptım. Tanıştığım herkes burasının küçük bir şehir olduğundan bahsetti; 14.5 milyon nüfuslu küçük bir şehir! Bu arada seyahatim boyunca Annem ve ablam da bana eşlik etti. İlk defa Atlas için bir konuya yalnız gitmedim:) Gerçi çoğu zaman onları yalnız bırakıp konuları tek başıma çektim. Ama onların da keyfi yerinde gibiydi, çünkü bir markette domates ve peynir bulmuşlardı. Ne yazık ki Çin yemeklerini sevmezseniz işler biraz zorlaşabiliyor.

chengdu çin fotograflari atlas dergisi
chengdu çin fotograflari atlas dergisi
chengdu çin fotograflari atlas dergisi
çin fotograflari atlas dergisi
chengdu çin fotograflari atlas dergisi
chengdu çin fotograflari atlas dergisi
chengdu çin fotograflari atlas dergisi
çin fotograflari atlas dergisi
chengdu çin fotograflari atlas dergisi
chengdu çin fotograflari atlas dergisi
çin fotograflari atlas dergisi
chengdu çin fotograflari atlas dergisi
chengdu çin fotograflari atlas dergisi
chengdu çin fotograflari atlas dergisi
chengdu çin fotograflari atlas dergisi
chengdu çin fotograflari atlas dergisi
chengdu çin fotograflari atlas dergisi
çin fotograflari atlas dergisi
çin fotograflari atlas dergisi
chengdu çin fotograflari atlas dergisi
chengdu çin fotograflari atlas dergisi
china_chengdu_024
chengdu çin fotograflari atlas dergisi
chengdu çin fotograflari atlas dergisi
chengdu çin fotograflari atlas dergisi
chengdu çin fotograflari atlas dergisi
chengdu çin fotograflari atlas dergisi
chengdu çin fotograflari atlas dergisi
chengdu çin fotograflari atlas dergisi
china_chengdu_034
chengdu çin fotograflari atlas dergisi

GÜNEŞE HASRET ŞEHİR: CHENGDU

Lei Lei abartıdan uzak, beyaz sade gelinliği içinde ihtişamlı düğün salonunun lobisinde elinde sigara ve kibrit ile misafirlerini karşılıyor. Yağmur öyle şiddetli ıslatmış ki gelenleri, nem sık sık kibrite bulaşıyor. Geline yeni kibrit kutusu getiriliyor. Ortalıkta keskin bir sigara kokusu. 600 davetlinin yarısından fazlası Lei’nin ikram ettiği sigarayı içiyor, ya salonun girişinde ya da içerisinde. Lei Lei, geçen yıl Rai Wang’dan evlenme teklifi aldığında, önce sağlam bir ağlamış sonra müstakbel damadın boynuna atlayıp kocaman bir “evet” demiş ve ardından teklifi kesinleştirmek için birer sigara yakmışlar. İş dünyasında da durum benzer; eğer bir anlaşma yaptıysanız el sıkışmak yetmiyor, üstüne birer tane tüttürmeniz gerek. Yaklaşık 350 milyon sigara bağımlısının olduğu ülkede bu durum oldukça normal. Normal olmayan şey ise yılda bir milyon kişinin sigara sebebi ile ölümüne seyirci kalınması. Çin hükümeti için henüz sigara ölümleri ile ilgili bir yasağa gerek yok. Bunun en büyük sebebi tütün üretiminden  ve ürünlerinden (tüm tüketimin %60’ı Çin markaları) alınan vergilerden gelen gelir. Sigara içimi neredeyse teşvik ediliyor, öyle ki toplum içinde sigara içmek saygınlık anlamına geliyor. Sigara en güzel ikram ve hediye. Düğün salonunda da davetli masalarında nikah şekeri yerine sigara paketleri duruyor. Lei Lei’nin neredeyse yeni nesil her Çinli gibi bir İngilizce takma adı var; Vivi. Vivien’in kısaltması. Artık anne babalar çocukları doğduktan sonra Çince isim sonrası bir de İngilizce isim telaşında düşmüş durumdalar. Gençler de Çince isim yerine İngilizce isimleri ile iletişimdeler günlük hayatlarında. Yaklaşık 100 milyon Çinlinin Wang soyadını taşıdığı bir toplumda damat Rai Wang’ın da isminin Bert olması oldukça mantıklı.

Çin’in tam ortasındaki Sichuan eyaletinin başkenti Chengdu, Çin dilinde “Cennet Ülke” anlamına geliyor ve 3200 yıl boyunca bu isim hiç değişmemiş. Arada bereketli topraklar anlamına gelen tanımlamalar olmuş ama isim günümüze kadar korunmuş. 2001 yılında Jinsha’da şehrin şimdiki siluetini oluşturan devasa binalardan birinin hafriyatı sırasında 1000 yıl önceye, Shu Krallığına tarihlenen antik şehir, hazine, altın bir maske-başlık, fildişleri ve binlerce eser bulundu. Bunların arasında en dikkat çeken eserlerden olan “altın güneş kuşu” heykelciği şehrin sembolü olmuş durumda ve Tuanfu Meydanın tam ortasında dev bir reprodüksiyonu yer alıyor. Chengdu büyük bir metropol, devasa gökdelenlerin sıra sıra uzandığı uçsuz bucaksız caddeler, otoyollar büyük bir ahenk içerisinde. Böyle büyük metropollerde pek de alışık olmadığımız bir düzen söz konusu. Şehir haritasına bakıldığında da bu düzen hissediliyor. Pergelle çizilmiş gibi birbirine paralel 3 dairesel ana cadde ve bu 3 daireyi 4 eşit parçaya bölen, kuzeyden güneye, doğudan batıya uzanan geniş yollar. Tüm şehir bu dairelerin içinde büyük bir özenle kurulu. Arada da Jinli gibi koruma altındaki tarihi mahalleler gökdelenlerin gölgesinde uzanıyor. Şehir genişlemek yerine yukarıya doğru büyüyor. 16 yüzyıla gelindiğinde uzunluğu 6 bin kilometreden fazla olan Çin Seddi’nin yapımı belki de Çin’in inşaattaki bugünkü başarısın habercisiydi. Son 20 yıl içerisinde neredeyse şehir baştan inşa edilmiş durumda. Halen de binalar yükselmeye devam ediyor, yeni yollar yapılıyor. İş gücü çok ucuz olduğu için batılı inşaat devleri burada deneysel mimarinin en uç örneklerini sergileyebiliyorlar. Bunların belki de en çarpıcısı New Century Global Center. Bu bina dünyanın yüzey alanı en geniş binası unvanını almış 2013’de açıldığında. 1.7 milyon metrekare bir alan söz konusu. Yani 4 adet Vatikan ya da 300 futbol sahası kadar yer kaplamak demek bu. Bina içerisinde sinemalar, ofisler, oteller, alış veriş merkezleri, olimpik paten pisti, lunaparklar ve 15 bin araçlık otopark mevcut. Bir de yapay bir deniz ve plaj. Bu denizin ardında da okyanus manzaralarının göründüğü uzun kenarı 150 metre olan dev bir LED ekran yükseliyor. Ortamı aydınlatan dev yapay güneşi de unutmamak lazım. İnsan gücünün doğayı taklidinin biraz dramatik bir örneği ile karşı karşıyayız. Burada en ilgi çeken unsur yapay güneş çünkü Chengduluların buna gerçekten çok ihtiyacı var. Şehir dünyanın en az güneş ışığı alan yerlerinden. Yılda sadece 1073 saat gün ışığı alması sebebi ile Kuzey Avrupa şehirlerinden bile daha fazla güneş özlemi çekiyorlar. Gökyüzü çoğunlukla gri ve kasvetli bulutlar ile kaplı. Chengdu muson etkisinde nemli bir yarı tropik iklime sahip. Kuzey ve batıdaki Qinling Dağları Sibirya rüzgarlarının önüne çekilmiş birer set, dolayısı ile sakin ve bulutlu bir hava söz konusu. Bu nemli ve sakin hava dolaylı olarak bu düzlüklere bereketi getirmiş. Ancak antik çağda Qin hükümdarlığının sürdüğü dönemde bölgenin başında büyük bir felaket varmış; ölümcül seller. Nil ve Amazon’dan sonra da dünyanın en uzun üçüncü, Asya’nın da en uzun nehri olan Yangtze’nin en büyük kollarından olan Min nehri Chengdu ovasını boydan boya geçerken özellikle bahar aylarında eriyen karlar sonucu hızla artan debisi ile verimli toprakları ve köyleri önüne katıp götürmüş. Tarımcılıkla geçinen bölgenin kurtarıcısı, dönemin valisi Li Bing olmuş. Oğlunun da yardımı ile herkesin ilk aklına gelen dev bir baraj yapmak yerine suyun gücünü daha verimli bir şekilde kontrol etme planı üzerinde çalışmaya başlamış; Sichuan eyaletindeki 50 şehre birden ulaşacak bir sulama projesi. 2300 yıl önce yapılan bu mühendislik şaheseri piramitlerle yarışacak bir eser. Dönemin teknolojisi ile nasıl inşa edildiğini akıllar pek almıyor. Bölgedeki binlerce köylünün hiç bir para almadan yıllarca uğraşları sonucu inşa edilen Dujiangyan Sulama Projesi sayesinde 2300 yıldır bölgede sel görülmemiş ve sistem halen aktif olarak ovayı sulamakta. Dujiangyan 3 ana bölümden oluşuyor: Yuzui, Feishayan ve Baopingkou. Bambudan yapılan dev sepetleri onlarca insanın çekmesi ile taşınana taşlar ile inşa edilmiş büyük bir balık şeklindeki Yuzui seti Min nehrini tam ortadan iç ve dış nehir diye isimlendirilen iki kola ayırıyor. İç nehir derin, dış nehir is geniş ve sığ. İç nehir kurak sezonda suyun %60’ını sulama kanallarına taşıyor, sel sezonunda da bu oran %40 a düşüyor ve fazla su dış nehirde kontrol ediliyor. Feishayan ise bu iki kolu tekrar birleştiren ama bir taraftan da sele karşı ikinci bir emniyet supabı vazifesi gören 2. ana yapı. Aynı zamanda nehrin getirdiği katı maddelerin tutulduğu yer. Baopingkou ise sistemin suyu batıya doğru kanallara taşıyan ana yapısı. Li Bing’in bu tip bir mühendislik icadı yapmasının en önemli sebeplerinden biri dönemde nehrin savaşlarda lojistik amaçlı kullanılması ve bir baraj yaparak nehrin bu özelliğini kullanım dışı olmasını engellemek. Chengdulular için Dujiangyan neleri başarabileceklerinin en önemli göstergesi ve büyük gurur duydukları bir eser. Her yıl binlerce insan burayı ziyaret ediyor ve Nisan ayında da su festivali düzenleniyor.

Geçimini atık toplayarak sağlayan 69 yaşındaki Hang Zhao, tekerlekli arabasını şehrin en havalı caddesi olan Chunxi de Versace mağazasının önüne park ediyor. Buradaki bankta biraz soluklanıp ara sokaklardaki konteynırları yoklayacak. Plastik, metal ve kâğıt atıklar karnını doyuracak kadar kazandırıyor. Doksanlı yıllar sonrası çılgınca bir değişime giren Chengdu, bu değişimi en az zararla atlatan şehirlerden belki de. 14.5 milyon nüfusun şu anda 10 milyonu şehir merkezinde. 2008 öncesi 5 milyon olan merkez nüfusu sekiz yıl içinde ikiye katlanmış. Bu sıra dışı nüfus artışında 2008 deki 7.9 şiddetindeki depremin etkisi büyük. Hang Zhao 12 Mayıs depreminden önce kuzeyde yok alan Wenchuan ilçesine bağlı 6 köyden biri olan Shuimo’da tarım ve hayvancılık ile mutlu mesut ailesi ile yaşıyordu.  Chengdu’nun 80 km kuzeyindeki bu kasaba merkezini saat 14:28 de vuran ve 2 dakika süren depremin sonucu; 88 bin ölü, 375 bin yaralı, 11 milyon evsiz, 1.5 milyon zorunlu göç. Dağlar yarılmış, nehirler yatak değiştirmiş, erozyonlar oluşmuş, tarım arazileri yok olmuş. Bu büyük kayıpta kırsaldaki depreme dayanaksız gecekonduların etkisi çok büyük. Eşini, kızını ve nerdeyse tüm akrabalarını kaybeden Hang Zhao, Wenchuan’da devletin yeni yaptıracağı konutların üçte birinin bedeli olan 20.000 Yuan’ı  (8800 TL) yardımı ret edip, geçmişini geride bırakıp hayatını bir çok vatandaşı gibi Chengdu’da devam ettirmeye çalışıyor. Hang Zhao “Deprem olmasa da zaten gelirdik buraya” diyor. “Artık eskisi gibi değildi zaten, her geçen gün köyde hayat zorlaşıyordu. Toprak bize küsmeye başlamıştı” diyor. Aslında toprağın küsmesi hatta yok olması özellikle Kuzey Çin’in en büyük sorunlarından. Dünya nüfusunun %20’si için tarım yapan bir ülke söz konusu ve tarım halen Çin için hayati öneme sahip. Ancak agresif tarım metotları sonucu tarım alanları yok oluyor. Küresel ısınma sonucu akarsuları besleyen dağ buzulları eriyor ve her yıl Çin’de 300 bin hektar toprak çölleşiyor. Bunun karşısında aşırı nüfus artışı söz konusu olunca tehlike oldukça düşündürücü hale geliyor. Tarım alanlarının yok olması aynı zamanda göç demek. Deng Xi 1978 yılında serbest piyasa reformlarına başlattığında kentlerde yaşayan nüfus 173 milyon iken günümüzde bu rakam 770 milyona çıkmış durumda. Diğer bir deyişle 1978’de kentte yaşayanların oranı %19 iken günümüzde %56’ya ulaşmış durumda. Rakamlardaki bu devasa artışlar kontrolsüz büyüyen şehirler, hava kirliliği gibi başka problemleri beraberinde getiriyor. Ne yazık ki tehlike altındaki doğal hayat da bu sorunlardan biri.

Dev Panda Kai Kai’nin kendisini sabahın 8 inde izlemeye gelen onlarca turistle ilgilenecek vakti pek yok. Oturup sırtını yasladığı kütükte, önüne koyulan genç bambu filizlerinin yapraklarını yemekle meşgul. Yaklaşık 14 saat süresince 12-38 kg arası bambu yiyecek. Siyah beyaz kürklerinin sevimliliğinin yanı sıra pandalar oldukça değişik bir biyolojiye sahip. Et obur sindirim sistemi ile bambu yiyerek yaşamaya çalışıyorlar binlerce yıldır. Bambu selülozunu sindirebilecek enzimlere sahip olmadıklarından çok az protein ve enerji alabiliyorlar bu beslenme yönteminden. O açıdan çok fazla yemek zorundalar. Chengdu Dev Panda Araştırma ve Yetiştirme Üssünde bambu bulmak sorun değil. Panda habitatının içindeki dev tesiste, genç bambu filizleri seven pandalar için bambu üretim alanları mevcut. Buradaki 83 panda gerçekten şanslı, ama buranın dışındakiler için hayat oldukça acımasız. Sichuan eyaleti ve Chengdu pandanın ana vatanı ve bölgede yok olan bambu ormanları sonucu dev pandalar 1500 km2’lik bir alana sıkışmış durumdalar ve halen tehlike altındaki türlerden sayılıyorlar. Pandalar çevresel faktörler olmasa da 25 yıl içerisinde yaşadığı bölgedeki bambu ormanını yok eden bir tür, onun için çok geniş alanlara ihtiyaç var. Ancak gerek iklim değişikliği gerekse bambunun insanlar tarafından aşırı kesimi bu türü sıkıntıya sokmuştu. En azından artık bu kesimler yasaklandı ve Çin hükümeti bu konuyu ciddi bir şekilde ele aldı. Uluslararası işbirlikleri ile pandaların korunması için büyük adımlar atıldı. Sayıları doğada 2000’in altında, hayvanat bahçesi ve üretme merkezlerinde ise 180 civarında panda yaşamakta. Üretme çiftliklerinde artan grafiğe rağmen doğada azalma devam ediyor. Yetiştirme merkezlerinde nüfus artışının en büyük sebebi, San Diego Hayvanat Bahçesinde anne panda sütüne yakın karışımın keşfi. Normalde pandalar iki yavru doğurur ve birini ölüme terk edip diğerini besler. Bu yapay süt sayesinde dışlanan bebeklerin de yaşatılması sonucu sayılar artmaya başlamış durumda. Bunda Çin halkının panda sevgisinin de çok büyük katkısı var. Toplumun her kesiminden destek ve ilgi var panda araştırmalarına. Ülkede yayınlanan sadece doğal hayat ve pandalar ile ilgili haber yapan “Giant Panda” dergisi bunun en güzel ispatı.

Hao Ming elektrikli motosikletini Sichuan opera binasının önüne park ediyor. Bir kaç saat sonra başlayacak olan gösteride izleyicilere yeşil çay servisi yapacak. Gündüz Chengdu Üniversitesinde Bilgisayar Bilimleri ve Teknolojileri bölümünde derslere giriyor, akşamları da Sichuan Operası’nda izleyicilere yeşil çay ikram ederek okul harçlığını çıkarıyor. “Benim motosikletin pil kutusu taşınabilir cinsten, eve götürüp şarja takabiliyorum. Pili üzerinde sabit olanların ise apartman garajlarında prizleri var oraya bağlıyorlar. ” diye gururlanıyor. Chengdu 4 milyon elektrikli motosiklet ile çevre dostu bir ulaşım yöntemini hayata geçirmeyi başarmış. Hem çevreci hem de dünyanın en masrafsız motorlu araçları bunlar. Nerdeyse tüm yollarda bu elektrikli araçlar için özel şeritler var. Ancak bir taraftan da benzinli araç sayısı ciddi bir şekilde artmış hem Çin’de hem Chengdu da. 1994 yılında hükümetin araç sahibi olmayı destekleme politikası ile öncesinde neredeyse sadece kamu araçlarının kullandığı yollar artık yetmez duruma gelmiş. Günün her saati trafik yoğun caddelerde. 2000’li yıllar ile birlikte otomobil egzoz kirliliği ve ölümlü kazalar Çin’in hayatına girmeye başlamış. 1990’lara kadar kendi ürettiği petrol ülkeye yeterken günümüzde bu ihtiyaç ikiye katlanmış ve Çin petrol üreticileri için en büyük market durumuna gelmiş.  Hao Ming operanın bulunduğu bu parkı çok seviyor. Küçüklüğünde annesi ile beraber her akşam gelip halkla birlikte toplu dans ve egzersizler yaparlarmış. Günümüzde Çin’de 30 bin açık hava alanında düzenli olarak Tai Çi egzersizleri yapılmakta. Artık annesi kendi mahallelerindeki bir dans kursuna gidiyor “İleride bir gün ben de çocuğumu dans için getireceğim bu parka diyor, ama şimdi çay için hazırlanmam gerek”. Sichuan Operası aslında antik zamanlardan kalma geleneksel bir kabare. Birbirinden bağımsız gösterilerden oluşuyor. Ateş üfleyen hokkabazlar, geleneksel Çin kıyafetleri ve makyajları ile komedyenler, şairler, dansçılar, gölge oyuncuları, pandomin sanatçıları, maske değiştiren sanatçılar, sihirbazlar gibi bir çok ana karakter var. İzleyici ortamı da bildiğimiz batı operası gibi değil, oldukça rahat bir atmosfer söz konusu. Açık havada sandalyelere oturmuş, arada kalkıp ortalıkta dolaşan, oturduğu yerde masaj yaptıran ve ortalıkta dolaşan çaycılardan çay sipariş eden bir seyirci kitlesi. Hao Ming her gün 2 saatini burada geçiriyor. Ardından da eve gidip soluğu bilgisayarın karşısında alıyor. En büyük eğlencesi Renren ve Sine Weibo da vakit geçirmek. Bunlar Facebook ve Twitter  benzeri uygulamalar. Ülkedeki ılımlı komünist tek parti yönetimi Amerika merkezli sosyal ağların, Google dahil, kullanımına izin vermediği için Çin’de bu tip uygulamaların benzerleri oldukça popüler. Bu yasağın mantığı Çinlilerin veri tabanlarının gene Çin’de kalması. Renren 170 milyon üyesi ile bunların en başında gelenlerden. Facebook’daki her şey burada da mevcut. Hao Ming “Bu yasak elbette bizler için sorun değil, herkesin VPN’i var istediği zaman isteyen her siteye giriyor” diyor. Gençler artık istediklerini yapabilir durumdalar. Hao Ming’in ailesi de son 20 yıldır yaşanan büyük değişim karşısında tüm ebeveynler gibi biraz şaşırmış durumdalar. Çin geleneklerine bağlı çocuk yetiştirme idealleri biraz hayal gibi gözüküyor. Hao Ming “Ailem ile arkadaş gibiyiz. Dedem babama zamanında emirler verirmiş ve söyledikleri hiç tartışılmadan yapılırmış. Bizde daha çok benim dediğim emirdir” diye gülüyor. Bu değişim Hao Ming’in kıyafetlerine kadar yansımış durumda. Dar İtalyan kesim, bilekleri açıkta bırakan pantolon ve çok “havalı” bir dar kesim gömlek. Ayakkabılar N logolu spor markası. Her halinden “batı trendlerini” takip ettiği belli. Çin’de çocuk ve gençlerin en büyük sorunu sürekli bir yarış halinde olmaları. Rekabetin çok fazla olduğu bu yarışta iyi bir üniversiteden mezun olmaları şart. Bunu da özel ders ve kurslara gitmeden başarmaları pek mümkün değil. Bir taraftan da dışarıdan İngilizce dersi takviyesi almaları olmazsa olmazlardan. Hao Ming bu konuda şanslılardan, her şey yolunda gitmiş ve iyi bir üniversiteye kadar kazasız belasız gelebilmiş. Bundan sonraki hedefinde yurt dışında yaşamak var ama nasıl olacağı hakkında şimdilik bir fikri yok.

Vivi ve Bert’in üniversite yıllarında başlayan ilişkisi mutlu son ile bitiyor. Öğlen başlayan nikah töreni yaklaşık yarım saat sürüyor. Ardından kaplumbağadan domuz etine, kaz bağırsağından, tavşan ciğerine kadar oldukça zengin bir menüden oluşan düğün yemeği yeniliyor. Pirinç viskisi menünün ana içkisi ve tabi ki Çin sigaraları. 600 kişi öğleden sonra yavaş yavaş dağılıyorlar. 600 kişiyi en iyi restoranda yenebilecek şekilde ağırladılar ve çok detaylandırılmış bir düğün organizasyonu yapıldı. Harcanan para 225 bin Yuan’ın (100 bin TL) üzerinde. Bert “Düğün Çin’de çok önemli, buna benzer düğünü gelir durumuna bakılmaksızın herkes yapar. Bankalardan kredi alınır gerekirse ve yıllarca çalışılıp o borç ödenir ama bu masraflar illaki gene de yapılır”. Vivi ve Bert üç dört yakın arkadaşı ile birlikte, düğün mekanını hemen karşısındaki kafeye geçiyorlar. Biraz daha içip, sohbet edecekler ve belki de Mahjong (taşlarla oynanan bir çeşit iskambil benzeri oyun) oynayacaklar. Bert otomotiv sektöründe satış müdür yardımcısı pozisyonunda Vivi ise kamu kuruluşunda müdür pozisyonunda. Orta halli Çin vatandaşlarının üzerinde kazançları var. Bunda Bert’in köklü ailesinin desteği de yadsınamaz. Kendilerine ait lüks bir restoran ve cep telefonu satan bir mağazaları var ayrıca. Babasının hali vakti yerinde olması sayesinde bir kız kardeşe sahip Bert, Mi Wang -İngilizce adıyla Sophie-. Çin’in tek çocuk politikasına rağmen doğmuş Sophie ve bunun bedeli olarak da 1993 yılında yaklaşık 70 bin Yuan (31 bin TL) civarında ceza ödemiş aile. 1980 yılında başlayan bu politika 1 Ocak 2016 tarihi ile sona erdi. Gerçekten de bu 35 yıllık süre içerisinde Çin’in büyüme hızı biraz yavaşladı ve mevcut iş gücünü nakde çevirmeye muktedir oldular global anlamda. Tabi bu madalyonun dışarıdan görünen tarafı. İçeride ise bir çok insan hakları ihlali, ağır ve haksız cezalar, ölümler, yoksullaşan kesim, göçler bu döneme damgasını vurdu. Bert, ailesinin işini sürdürmek yerine kurumsal hayatı seçenlerden. Chengdu onun için dünyanın en güzel şehri çünkü ailesi orada. Şehri anlatırken gözleri parlıyor: “Burası Batı Çin’in en önemli şehri, ulaşımın, ekonominin, iletişim teknolojisinin merkezi. Bak göreceksiniz burası Şangay’dan bile daha meşhur olacak çok yakında. Her yıl Çin’de yaşanabilecek en güzel şehirlerin başında biz geliyoruz. Nerdeyse tüm uluslararası şirketlerin Chengdu da ofisleri ve yatırımları var. Şöyle bir ufak tur atın, her yerden dünya devleri karşınıza çıkar”. Yeni gelin Vivi, Bert’in lafını kesiyor “Birazdan Roma yerine balayımızı karşıdaki otelde yapalım diyeceksin diye korkuyorum!”.

Yazı ve Fotoğraflar: Ufuk Sarışen

RELATED POSTS

Yorum yapın